Şimdi yükleniyor

Neden Amatör Telsizci Olmalıyız?

Bir Sinyalin Ardından Gelen Hikaye

Gece yarısı yaklaşırken odada tek bir ses vardı; telsizden gelen o tanıdık parazitli hışırtılı uğultu…

Frekansa daha dikkatli dinlemeye çalışırken biran mesaj okunmaya başladı “CQ CQ …This is….”

Bir genel çağrı…

Hem de binlerce kilometre ötelerden.

İşte o an şunu farkdiyorsun; Dünyada internet yokmuş gibi konuşabiliyorsun biri yada birileriyle. Ne Wifi ne mobil ne şebeke nede bir uygulama… Sadece sen, bir telsiz ve görünmeyen radyo dalgaları.

İşte Amatör telsizcilik tam olarak burada başlıyor.

Bir Hobi Değil, Bir Yetkinlik
Amatör telsizcilik çoğu kişiye dışarıdan bakınca “eski bir uğraş” gibi görünür.
Ama içine girdiğinde fark ediyorsun ki bu bir hobi değil, bir yetkinlik.
Bir gün elektrikler kesildiğinde,
bir gün telefonlar çekmediğinde,
bir gün internet tamamen sustuğunda…
Konuşabilenler yine amatör telsizciler oluyor.
Depremlerden, sel felaketlerinden, büyük kesintilerden sonra hep aynı şey yaşanır:
Resmi sistemler çökerken,
amatör telsizciler ilk bağlantıyı kuranlar olur.
Çünkü biz sadece konuşmayız.
Biz bağlantı kurmayı biliriz.

 

Telsizi Açtığında Yalnız Değilsin
İlk lisansını aldığında çağrı işaretinle yaptığın o ilk anonsu hatırlarsın.
Sesin biraz titrer.
“Acaba cevap gelecek mi?” diye düşünürsün.
Ve sonra…
Bir cevap gelir.
Belki başka bir şehirden,
belki başka bir ülkeden,
belki hiç görmeyeceğin bir insandan.
Ama o anda aranızda garip bir bağ oluşur.
Çünkü amatör telsizcilik, tanımadığın insanlarla ortak bir dil kurma sanatıdır.
Yaş, meslek, siyasi görüş, sosyal statü…
Frekans üzerinde bunların hiçbiri önemli değildir.
Önemli olan tek şey vardır:
İletişim.

 

Çocukken Kurduğumuz Hayaller Gibi
Çoğumuz çocukken telsizle konuşmayı hayal etmedik mi?
Polis telsizi, uçak kuleleri, gizli mesajlar…
Amatör telsizcilik, o çocukluk merakının büyümüş hâlidir.
Ama bu kez oyun değil.
Gerçek.
Anten kurarsın,
kendi kablonu yaparsın,
propagasyonu öğrenirsin,
İyonosferi merak edersin.
Bir anda fark edersin ki farkında olmadan elektronik, fizik, coğrafya ve iletişim öğreniyorsun.
Hem de zorla değil, isteyerek.

 

“Bir Gün Lazım Olur” Diye Değil
“Her Gün Keyifli” Olduğu İçin
Evet, amatör telsizcilik afetlerde hayat kurtarır.
Ama onu özel yapan sadece bu değil.
Bir pazar sabahı kahveni alıp telsizin başına geçmek,
kısa dalgada uzak ülkeleri dinlemek,
bir contestte saatlerce çağrı kovalamak…
Bunlar dışarıdan küçük görünen ama içeride büyük keyiflerdir.
Ve en güzeli şu:
Bu hobide hiçbir zaman tamamen öğrenmiş olmazsın.
Her yeni bağlantı,
her yeni anten,
her yeni bant…
Sana tekrar şunu hissettirir:
“Daha keşfedecek çok şey var.”

 

O İlk Sinyali Duyanlar Anlar
Amatör telsizci olmayan birine bunu anlatmak zordur.
Ama bir kez o ilk gerçek bağlantıyı yapan herkes aynı şeyi söyler:
“Keşke daha önce başlasaydım.”
Eğer merak ediyorsan,
eğer iletişim fikri seni heyecanlandırıyorsa,
eğer teknolojiyi sadece tüketmek değil, anlamak istiyorsan…
Cevap çok basit:
Amatör telsizci olmalısın.
Çünkü bir gün,
sen de karanlıkta bir frekansta
başka birine ulaşan o ses olabilirsin.

 

 

1 yorum

comments user
TA2BI – Murat ÖZ

Eline sağlık kardeşim. Çok güzel bir yazı olmuş

Yorum gönder